• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Bartın’ın Amasra ilçesinde gerçekleşen grizu patlaması sonucu 41 madencinin hayatını kaybetmesi Çorum’da protesto edildi.

  1.  
  2. BARTIN’DAKİ MADEN
  3. FACİASI ÇORUM’DA
  4. PROTESTO EDİLDİ

 

 

17 Ekim 2022

Bartın’ın Amasra ilçesinde gerçekleşen grizu patlaması sonucu hayatını kaybeden 41 madenci Çorum’da anıldı.
Çorum Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla Kadeş Barış Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında iş kazaları protesto edildi.
Çorum Emek ve Demokrasi Platformu adına ortak basın açıklamasını DİSK Emekli Sen Temsilcisi Hikmet Aydın okudu.
 
 
 
Aydın, “Artık kaza sınırlarını çoktan aşarak adeta seri iş cinayetlerine dönüşen bir tablo ile karşı karşıyayız. Dün Soma’da Ermenek’te olduğu gibi bugün Amasra’da yaşanan da bir katliamdır. Bu patlama da bir kaza değil; göz göre göre gelen bir iş cinayetidir” dedi.
Hikmet Aydın, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Acımız büyük, yüreğimiz bu kez Bartın-Amasra’da yandı! Sorumlular hesap versin.
 
Dün Soma, Ermenek bugün Bartın… Kaza değil cinayet, fıtrat değil katliam!
Cuma günü akşam saatlerinde Bartın’ın Amasra ilçesinde, Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında meydana gelen grizu patlaması sonucunda en az 41 işçi hayatını kaybetti, 11 işçinin ise tedavileri devam ediyor. Öncelikle hayatını kaybeden madenci kardeşlerimizin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifa diliyoruz.
Acımız da büyük, öfkemiz de. Ne yazık ki ülkemizde çalışma yaşamı özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, kayıt dışı, güvencesiz, esnek çalıştırma, kuralsızlaştırma gibi emek düşmanı politikalarla bir bataklığa dönüştürülmüştür. Artık kaza sınırlarını çoktan aşarak adeta seri iş cinayetlerine dönüşen bir tablo ile karşı karşıyayız. Dün Soma’da, Ermenek’te olduğu gibi bugün Amasra’da yaşanan da bir katliamdır. Bu patlama da bir kaza değil; göz göre göre gelen bir iş cinayetidir.
 
Zorlu bir işkolu olan madencilik alanında devletin bu zorluğa uygun olarak emekçilerin yaşam hakkını garanti altına alacak şekilde denetimler yapması ve ihmalleri sıfıra indirecek şekilde önlemlerin alınmasını zorunlu kılması gerekmektedir. Önlem almayanlar ise devlet tarafından gerekli işlemler yapılarak ağır cezalara tabi tutulmalıdır. Önemli olan kazalardan sonra işçilere başsağlığı dilemek şans eseri hayatta kalanlara geçmiş olsun dilemek değil; işçileri koruyarak bu gibi durumlara sebebiyet vermemektir. İş cinayetlerinin tamamı gerekli önlemler alındığında önlenebilir, bu bilinen gerçeğe uygun olarak hareket etmek devletin ve iktidarın görevidir.
 
 
“MADEN İŞÇİLERİ, KÂR
HIRSININ KURBANI OLDU”
 
Bugün sermayenin karını korumak, emeğin daha fazla sömürülmesini sağlamak için işçilerin hayatını koruyacak hiçbir önlemin alınmamasına göz yuman AKP Hükümeti, bu katliamın baş sorumlusudur. AKP döneminde ülkede 30 bine yakın işçi, emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti, iktidarın emekçileri karşı karşıya bıraktığı ihmaller her geçen gün yeni trajedilere yol açmaya devam ediyor. Patlamanın yaşandığı madene dair ortaya çıkan Sayıştay raporları kazanın yine göz göre göre meydana geldiğini kanıtlıyor. 2019 yılında tam da kazanın yaşandığı -300 kotunda grizu patlamasının riskinin arttığını, işçi sayısının tehlike doğuracak şekilde azaltıldığını ortaya koyan rapor, bu madende yaşanabilecek olası kazalara karşı tehlikenin boyutunu ortaya koymuştu. Daha önce yaşanan tüm iş cinayetlerinde olduğu gibi riskler ortadayken daha fazla kar elde etmek için üretimin devam ettiği bu tablonun sonucunda onlarca emekçi hayatını kaybetti, onlarca emekçi hayati tehlike atlattı.
 
 
 
“ARTIK YETER”
Soma’da 301, Ermenek’te 18 madencinin canına kastedenlere ceza yerine ödül vererek beraat ettiren, madencileri tekmeleyenleri ödül gibi görevlendirmelerle dünyanın en güzel şehirlerine elçi diye gönderen iktidar aklı sadece aldırmadığı önlemlerle değil, cezasızlık politikalarıyla da bu katliama giden yolun taşlarını bir bir örmüştür. Ülke tarihin en büyük iş cinayeti olan Soma’da bile tek tutuklu kalmadı, 301 işçinin canının sorumlusu olarak kimse hesap vermedi, tek bir idareci bile görevden alınmadı ya da istifa etmedi. Bugün yaşanan bu katliam karşısında da iktidarın ilk yaptığı şey halkın doğru bilgi almasını engellemektir, dezenformasyondur. Katliamın sebebi bile önce trafo patlaması denilerek çarpıtılmak istenmiştir. İşte bu iktidar aklı bugün AKP-MHP oylarıyla meclisten geçirdiği sansür yasasıyla tüm bunları konuşmamızı engellemeye çalışıyor. Ancak biz buradan bir kere daha “artık yeter” diyoruz. Bu kirli düzeninize mahkum değiliz!
 
Sorumlulardan hesap sorulsun. Başta Enerji Bakanı ve TTK Genel Müdürü olmak üzere Amasra katliamının sorumlusu idari ve siyasi görevliler istifa etsin, soruşturma ve yargılama sürecine müdahale edilmesin!
İşçi sağlığı ve iş güvenliği şartları ülkenin tüm işyerlerinde koşulsuz olarak uygulansın, işverenlere caydırıcı yaptırımlar uygulansın!
 
İnsanca yaşayabilecek çalışma şartları ve ücret koşulsuz tüm emekçilere sağlansın!
Çorum Emek ve Demokrasi Platformu olarak bu tabloyu yaratanlara karşı tüm emekçileri iş cinayetlerini normalleştiren sömürü düzenine karşı insanca çalışma ve yaşamı savunmaya çağırıyoruz.
İş cinayetlerinin sorumlularından hesap sormak için yan yana gelmek ve örgütlü mücadelemizi büyütmek için mücadele vermeyi sürdüreceğiz.”
 
Basın açıklamasına; CHP İl Başkanı Mehmet Tahtasız, HDP İl Başkanı Şeref Karataş, Emek Partisi İl Başkanı Cafer Gökmen, CHP Kadın Kolları İl Başkanı Kamile Anar, Emek Partisi Merkez İlçe Başkanı Hıdır Aygün, CHP Gençlik Kolları İl Başkanı Onur Topkül, CHP Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanı Hanim Ergül, Belediye Meclis Üyesi Ahmet Özdel, Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı Uğur Demirer, CHP İl Yönetim Kurulu Üyeleri, KESK’e bağlı sendikaların şube yönetici ve üyeleri ile vatandaşlar katıldı.
  1.  

 




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP