• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Eğitim-İş Çorum Şubesi Özlük-Hukuk Sekreteri Özcan Çakmak, Yeni yönetmelik ile sadece sözlü sınava dayalı yönetici atanmasının önü açıldığına dikkat çekti

YÖNETİCİ GÖREVLENDİRMEDE
YENİDEN MÜLAKAT GARABETİ!

 

23 Nisan 2017
Eğitim-İş Çorum Şubesi Özlük-Hukuk Sekreteri Özcan Çakmak, Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği ‘nin 22.04.2017 tarih ve 30046 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığını açıkladı.

Yeni yönetmelik ile sadece sözlü sınava dayalı yönetici atanmasının önü açıldığına dikkat çeken Özcan Çakmak, ‘Yönetici atamaya ilişkin hususların düzenlendiği yönetmelikte liyakat yerine, sadakat ve yandaş beklentisi ortaya koyulmuştur.

Devlet yönetiminde kariyer ve liyakat esasının ortadan kaldırılmasının ülkeyi 15 Temmuz hain darbe girişimine sürüklediğini anlamamakta ısrar eden MEB, bu süreçten dahi ders çıkaramamaktadır.’ dedi.

Eğitim-İş Çorum Şubesi Özlük-Hukuk Sekreteri Özcan Çakmak, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:

‘22.04.2017 tarih ve 30046 sayılı Resmi Gazete’de Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği yayımlanmıştır.

Yeni yönetmelik ile sadece sözlü sınava dayalı yönetici atanmasının önü açılmıştır. Sözlü sınavda 60 ve üzeri puan alanlar başarılı sayılacaktır.

Anayasa, TBMM’ye yasama erkini, netice itibariyle, kamu yararını sağlamak üzere vermiştir. Yapılan yasama işlemlerinin, kamu yararı amacına değil, öznel (subjektif) amaçlara yönelik olarak yapılması halinde ise yasama yetkisinin saptırıldığını söylemek gereklidir.

Yapılacak olan sözlü sınav sübjektif kriterler içermektedir. Sınavın yapılış şekli ve sınavı yapacak olan kişilerin kesin belirlilik içermemesi, yandaş kişilerin siyasi görüş, yaşam tarzı gibi hususlar nedeniyle duygusal değerlendirmeler yapabilecek olmaları yönetmeliği sakat hale getirecektir.

Halbuki hukuk devleti olmanın birincil koşulu düzenlemelerin belirli olması anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle, hukuk devletinin temel ilkelerinden biri de “belirlilik ilkesi”dir.

Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir.

Belirli ve öngörülebilir kurallara bağlanmaksızın verilen yetkiler hukukî güvenlik sağlayamayacağı için Anayasa’nın 2 nci maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.

 

‘DANIŞTAY KARARLARININ
UYGULANMAMASI ÜZERİNE
MEB ALEYHİNE 100'LERCE
DAVA AÇILMIŞTIR'

Anayasa Mahkemesi, “hukuk devleti” ilkesini; hukuk güvenliği, kamu yararı, yasaların öngörülebilir olmaları ölçütleriyle birlikte açıkladığı kararında şu tespitlerde bulunmuştur: “Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu güçlendirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumları benimsemeyen, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, yasaların üstünde Anayasa’nın ve yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir.” (Anayasa Mahkemesi’nin 28.1.2004 Tarihli ve 2003/86 Esas, 2004/6 Karar sayılı Kararı, Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, Sayı:40, 2. Cilt, Ankara-2005, sh.486).

Sadece mülakat yöntemi ile ilgili yapılan sınavlarla (Milli Eğitim Bakanlığı şube müdürlüğü sınavı) ilgili Danıştay’da açılan davalarda;

Danıştay 5. Dairesinin 2013/8367 Esas ve Danıştay 2. Dairesinin 2013/10363 Esas sayılı yürütmeyi durdurma kararları verilmiştir. Her iki kararda da özetle, "Şube Müdürlüğü atamaları için; sadece sözlü sınavla atama yapılamayacağı, objektif olan yazılı sınavının değerlendirme dışı bırakılamayıp belirleyici olması gerektiğinden söz edilmiştir." anılan Danıştay kararlarının uygulanmaması üzerine MEB aleyhine 100'lerce dava açılmıştır.

Danıştay dairelerinin verdiği kararlara bakıldığında sadece mülakat sınavına bağlı atama yapılamayacağı açık ve net olarak vurgulanmıştır.

‘YÖNETMELİKTE LİYAKAT
YERİNE, SADAKAT VE
 YANDAŞ BEKLENTİSİ
ORTAYA KOYULMUŞTUR’

Ayrıca eğitim kurumları yöneticilerinin nerdeyse tamamı yandaş BİR EĞİTİM SENDİKASI'NIN üyeleridir. Sözlü sınav komisyonda görev alacak yöneticilerin BİR EĞİTİM SENDİKASI'NDAN talimat ve referans alacakları kesindir.

Yönetici atamaya ilişkin hususların düzenlendiği yönetmelikte liyakat yerine, sadakat ve yandaş beklentisi ortaya koyulmuştur.

Devlet yönetiminde kariyer ve liyakat esasının ortadan kaldırılmasının ülkeyi 15 Temmuz hain darbe girişimine sürüklediğini anlamamakta ısrar eden MEB, bu süreçten dahi ders çıkaramamaktadır. Binlerce kamu görevlisinin haksız ve hukuksuz ihraç edildiği OHAL düzeninde hala FETÖ ile mücadelenin yöntemi anlaşılamamıştır.

Çözümün, akılcı ve bilimsel olarak, liyakat sisteminin tam anlamıyla uygulanması olduğu gün gibi ortadayken MEB yine “kendilerini kandıracak” yine devlet mekanizması haricinde yapılanmalara olanak sağlayacak sistemi terk etmemekte ısrar etmektedir.

Yıllardır uyarımıza kulak tıkayan MEB’i tekraren uyarıyoruz.

FETÖ ile mücadelenin yolu bellidir. Yönetici görevlendirirken, “tanıdık”, “bizden” anlayışından vazgeçin. Onlarca mahkeme kararıyla işaret edilen somut ölçme değerlendirme sistemiyle liyakatı ölçecek yazılı sınavlar getirin. Sınav sorularını çaldırmayın. Aksi halde eğitim sisteminin kontrolü sürekli olarak cemaat, tarikat ve vakıfların elinde olacaktır.

Mülakat garabetinin öngörüldüğü Yönetmeliğe karşı sendikamızca dava açılacaktır. Buna ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerimiz de yine ilerleyen süreçte yer alacaktır.’ (bsgmedya)

 



1056 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP