• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Toplu sözleşme görüşmelerini değerlendiren BASK İl Temsilcisi Hayati Çam, iktidar ve üst düzey bürokratlarla aralarında top gezdirerek memurları oyaladıklarını söyledi


AYNI SENARYO AYNI OYUN!


16 Ağustos 2017

BASK Çorum İl Temsilcisi Hayati Çam, Hükumetin 2018 yılı için % 3 + 3, 2019 yılı için de % 3 + 3 artış teklifinin kabul edilemez olduğunu belirterek, “Toplu pazarlık masasında hısımlık işe yaramadı, dağ fare bile doğuramadı” dedi

Yetkili sendika temsilcilerinin toplu sözleşme adına çalıştığı, komisyonlarda günlerdir iktidar ve üst düzey bürokratlarla aralarında top gezdirerek memurları oyaladıklarını belirten BASK Çorum İl Temsilcisi Hayati Çam, basın açıklamasında şunları belirtti:

“Memurların toplu sözleşme görüşmelerine başlamasından 28 gün önce aynı Bakanlık ve aynı Hükümet kamu işçilerine 2017 yılı için kümülatif % 20, 2018 yılı için ise % 3,5 + 3,5 artış verirken, Devletin olmazsa olmazı olan memurlara 2018 yılı için % 3 + 3, 2019 yılı için de % 3 + 3 artış teklifi kabul edilemez. Anlaşılan, hısımlık işe yaramamış, dağ fare bile doğuramamıştır.

UYARILARIMIZA KULAK TIKADILAR

Toplu sözleşmelerin başlamasından 1 hafta önce sendikaların tekliflerini alan hükümet, kendi teklifini 1 Ağustos’ta masaya sunmayınca toplu sözleşme masası terkedilmeliydi.

2016 ve 2017 mali yılı bütçelerini TBMM’den 13 günde geçiren bir Hükümete 4 adet yüzdelik rakam için 14 gün arayı kabul edip 22 günlük sürecin üçte ikisinin harcanmasına izin verilmemeliydi. Yetkili sendikaların; 1 Ağustosta kasıtlı olarak masaya hazırlıksız gelen hükümete karşı eylem planı hazır olmalıydı.

Yetkili sendikalar, toplu sözleşmenin kapsamını belirleyen 4688 sayılı yasanın 28’inci maddesinde “kamu görevlilerine uygulanacak katsayı ve göstergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam ve tazminatlar, ek ödeme, toplu sözleşme ikramiyesi, fazla çalışma ücreti, harcırah, ikramiye, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları” şeklinde tek tek belirlenen 17 kalem başlığın dışına çıkmamalı, anılan yasa hükmünü ihlal etmemeliydi.

Yetkili sendikalar; 658 adet konu başlığının 22 günlük bir toplu sözleşme döneminde, değil görüşülerek karara bağlanması, birer birer adlarının sayılmasının bile mümkün olmadığını, bunun göz boyamayı amaçladığını ve kapalı kapılar ardında başka pazarlıkların yapıldığını memurların fark ettiğini anlamalıydı.

Yetkili sendikalar toplu sözleşme görüşmeleri öncesi ve sonrasında memurları, medyayı ve kamuoyunu bilgilendirici, destek sağlayıcı girişimlerde bulunmalıydı. Yetkili sendikalar, hükumet nezdinde toplu sözleşme öncesinden itibaren yoğun bir lobi faaliyeti yürütmeliydi.

Yetkili sendikalar görüşmelerin başlangıcında, başta orta vadeli program olmak üzere hazırlanan raporlarda yer alan tahmini rakam ve oranlardan bağımsız toplu pazarlık yürütüleceği taahhüdünü almadan masaya oturmamalıydı. Ve yetkili sendikalar 2002’den beri Hükümetin pazarlıktan gün çalarak süreyi boşa geçirme oyununa gelmemeliydi.

Nitekim, 14 gün ara verilmesinin ardından süre gelen sessizliğin hayra alamet olmadığını ve tehlike sinyalleri verdiğini, kapalı kapılar ardında kirli ve gizli görüşmelerden kaygı duyduğumuzu ifade ettik. Tüm bunlara rağmen, içinde yetkili sendikaların da aktif olarak yer aldığı bir oyunun parçası olmadığına inanmak istiyoruz.

AYNI SENARYO AYNI OYUN

Yetkili sendikalar 16 yıldır bunu hep yapıyor. Sadece toplu pazarlık masasında değil, memurlar adına kullandıkları her platformda yapıyor. Çünkü 2002 yılından beri aynı oyun oynanıyor. Sadece oyuncular değişiyor. Ve her defasında kamu görevlileri peşkeş çekiliyor. BASK olarak yetkili sendikaları defalarca uyardık.

Kapsam dışına çıkılmasının; memur taleplerinin masada bırakılacağı ve memurların peşkeş çekileceğine işaret ettiğini, son örneğinin bir önceki toplu sözleşme görüşmeleri olduğunu hatırlattık. Sesimizi ve uyarılarımızı Mısır’daki sağır sultana duyurduk, ancak yetkili sendikalara duyuramadık. Yetkili sendikalar ve iktidarlar 16 yıldır milyonlarca memurun gözünün içine baka baka aynı filmi tekrar tekrar izletiyor, aynı oyunu oynatıyor.

MEMUR-SEN AKLINI BAŞINA ALMALI

Toplu sözleşme sürecinden geriye 8 gün kalmıştır. 3 milyon 200 bin memur ve 1 milyon 900 bin memur emeklisi yetkili sendikalardan bir açıklama beklemektedir. Nasıl tespit edildiğini kimsenin bilmediği yüzdelik artışlar göstermelik midir? Ellerindeki yüzlerce paragraflık destan gibi taleplerini çöpe mi atılacaktır?

658 adet talep bir anda vazgeçilecek kadar sıradan mıdır, yoksa taleplerini kabul ettirebilecek cesaret ve yetenekten mi yoksundurlar? Klasörler dolusu yüzlerce maddelik talepler, cami avlusuna terkedilmiş kimsesiz çocuklar gibi toplu pazarlık masasında mı unutulacaktır? İyileştirmeden vaz mı geçilmiştir, yoksa masaya oturanların mı çıkarları iyileştirilecektir? Refah payına gerek mi kalmayacak, yoksa refah içinde yüzenler çalışanların mağduriyetini mi umursamamaktadır? Her ay şaşaayla açıklanan açlık ve yoksulluk sınırları birer hikayeden mi ibarettir? Yoksa yine “YETMEZ AMA EVET” mi denilecektir. Hükumetin teklifi karşısında hangi eylem sergilenecektir? Hükumetin teklifine nasıl cevap verilecektir?

Memurlar ve emeklileri bu soruların cevabını beklemektedir. Sendikalar ve yüzbinlerce üyeleri turşu kurmak için değil, gerektiğinde hakkını ve hukukunu aramak ve korumak içindir. Söz bittiyse, alanlar konuşmalıdır. Hükümetin, 2019 yılında yapılacak seçimler öncesinde milyonarca memur ve emeklisinin taleplerine karşı direnmesi asla mümkün değildir. Sorun Hükümette değil, aramızda bizden gözüküp hükümet adına hareket eden balta saplarındadır.

BASK olarak yukarıdaki çerçevede gerçekleştirilecek her türlü eyleme açıkça destek vereceğimizi ilan ediyoruz. Aksi takdirde eylem kaçaklarını, pazarlık masası madrabazlarını sonuna kadar takip ederek maskelerini indireceğimizi de açıkça ilan ediyoruz.” (bsgmedya)




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP