• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com
Bilge SU
bsgmedya@hotmail.com
PEKİ, SİZ MUTLU MUSUNUZ?
27/07/2017

Yaşıyoruz.

Ama nasıl?

Yaşamak denilen bu büyük eylemi tam olarak nasıl sürdürüyoruz. Yaşamak, ne kadar güzel bir kelime değil mi?

Nasıl da ümitli.
Peki bu ümit oranı hayatımızın kaçlık dilimini mutlu yaşamamıza sebep?

Son yıllarda yapılan araştırmalara göre dünya mutluluk sıralamaları hayatımızdaki, bahsettiğimiz o "ümit"ten pek payını almış gibi görünmüyor.

 

Sizce bizim taşı toprağı altın ülkemizin insanları ne kadar mutlu? Araştırmaya göre mutluluk sıralamasında 157 ülke arasında 78.ymişiz. Anlayacağınız araştırmada da yüzümüz gülmemiş.

Olsun be taşımız toprağımız altın mutlu olmasak da olur!

Hem n'olmuş yani mutlu olamadıysak vatanımızı satmadık ya. Yanlış anlaşılmasın mutluluk saçan o bizden önceki 77 ülkeye vatanlarını sattıklarına dair bir taş atma yok.

Taşı attıysam kendi canıma kanıma ülkem insanlarına attım ama onlarda pek aldırmaz, sonuçta taş altından!

Şimdi ben ne saçmalıyorum ya da ağzımda ne geveliyorum ben de pek haberdar değilim.

 

Bildiğim bir şey varsa o da bu ülkenin o sıralamadaki yerini hak etmediğidir.
Hayır yani biz neden 1. sırada değiliz, ya da 2, ya da 3, ya da 4, ya ne bileyim biz neden ilk 10'da değiliz.

Şimdi ben naçizane düşünce söyleyeyim neden mutlu değiliz.

Siz katılırsınız katılmazsınız o sizin keyfinize kalmış. O halde bende bir sıralamaya yapayım, başlığını da mutlu olmamıza engel 5 etken olarak belirteyim.

İşte mutsuzluğumuza sebep ilk 5 madde:

 

  • 1) ELALEM NE DER?

 

Sizde elalem ne der'cilerden misiniz?

Hayır diyen okuyucular olacaktır ama buna kendisi bile inanmamalı çünkü gerçek öyle değil.

Gerçek ne biliyor musunuz?

Gerçek, "ben nasıl istersem öyle olur,başkalarının düşünceleri ben duyduğum sürece önemli, bu benim hayatım kimse karışamaz" gibi cümleler.

Ne yazık ki bunu söyleyen insanların büyük kısmı toplumun ne dediğini önemsiyor.

 

Ben bunu yazarken çok mu umursamazım.

Hayır bende acaba okuyanlar ne düşünür diye bir düşünceyle cebelleşiyorum. Ama görüldüğüne göre bu savaşı ben kazanmışım ki, okumaktasınız.

 

Hayatımıza yön verirken toplum değil düşüncelerimiz, duygularımız önemli bence.
Ama bu benim fikrim katılmak zorunda değilsiniz. Ya da zorundasınız.

Sonuçta burada mutsuzluğumuzun sebebini konuşuyoruz. Hepimizin mutsuzluğu

Toplum bir kumsalsa insan kum tanesidir bence.

Ben, sen, biz olmasak toplum diye bir şey olmaz.

Ayrı ayrı mutlu olmayı beceremezsek toplu bir mutluluk olmaz.

Bırakın kim nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşasın,sizde öyle yaşayın.

 

2) KIYASLAMA

 

Bu konu benim, dönemimin hatta bizden 3-4 jenerasyon öncesinin de problemi. Hatta bu problem kendi mutsuzluğumuz dışında başkalarının hayatlarına da yapılan büyük bir AYIP!

Neden mi?

Şöyle açıklayım."Komşunun çocuğu daha başarılı"

En bilinen örneğiyle bence anlaşılmıştır.

 

Bunu söylediğiniz kişi çocuğunuz olabilir. Ama o sizin yarıştırılacak yarış atınız değil.

İlk önce bunun bilincine varın.

Daha sonra da o kurduğunuz,kurmak için dilinizin ucuna gelen, aklınızdan geçen kıyaslama cümlesini sakince yere bırakın. Yoksa çocuğunuzla birlikte birçok şeyi kaybedersiniz.

 

Bırakın nasıl istiyorsa öyle yapsın, nasıl mutluysa, ne olmak istiyorsa o olsun komşunun çocuğuyla aynı olmak gibi bir kaide yok.

Belki kıyaslama yapmasanız sizin çocuğunuz çok daha başarılı olacak ama sizin kurduğunuz o cümle her şeyi yerle bir etti.

 

Sizin toplumdan öğrendiğiniz o muhteşem (!) yöntem çocuğunuzun başarısının düşmesine sebep olduysa?

Peki şimdi soruyorum size:

Bu zihniyet nereden, ne zaman, nasıl, neden ve kim tarafından ortaya çıkarıldı?

Bunu artık hangi bilim adamı araştırmak istiyorsa elini çabuk tutsun bence.Yoksa canım ülkem büyük zararlar görür ben size söyleyeyim.

 

Bu konuda son olarak şunu belirtmek isterim ki araştırmada diğer ülkelerden geri olduğumuzun sorgusu bir kıyas değil adı üstünde bir sorgudur.

 

3 ) KORKAKLIK

İlk sızıntı ilkokulda başlamış olmalı bence.

Bu fikre nereden mi kapıldım.

Yine bir araştırmaya göre Türkiye'de bir insanın ortalama yaşam süresi 78 imiş. Aa ne tesadüf bunda da 78, şaka gibi ama değil.

Neyse, ilkokula başlama yaşımız 6, 5 yıl ilkokul, 3 yıl ortaokul, 4 yıl lise, 2-3-4-5-6 yıllık sürelerle de üniversite diyelim. 

Bir insanın en az 10 yılı okulda geçiyor, ki ülkemizin büyük problemlerinden bir tanesi de eğitim sistemi olduğuna göre bu 10 yılı başarı kadar başarısızlıklara da yoralım (eğitim araştırması).

 

Türkçe öğretip "bunu yapmak zorundasınız yoksa siz daha az doğru soru cevaplarsınız" gibi bir örnekle de somut hâle getirelim ki bu sadece ufak bir örnek bunlardan kitap yazarım.

He heyt siz ne diyorsunuz, ülkenin gençleri bu konuda yaratıcıklarını konuşturmayı bırakın ağlatır ağlatır kalıbımı basarım.

 

Gel gelelim sınavlara yaratıcılık değil ezber giriyor.
Çok severim kendisini zirâ sözelciyim ama sorarsanız üniversiteyi böyle kazanıp şimdide gelmiş bize ders mi veriyorsun ukala şey diyenlere tek cevabım "ne zaman ezberle hiçbir bilginin temelini atamayacağımı fark edip aklıma kazırcasına anlayarak ders çalıştım o zaman başardım'dır.

 

Lafı uzatmayayım yoksa bir dokun bin ah işit moduna gireceğim.

Evet yukarıda verdiğim örnekten de anlaşılacağı gibi öğrenmenin altına serpiştirilmiş korku parçacıkları eğitim hayatının tadını farklı algılamamıza sebep oluyor.

E haliyle de hayata hep bu korkuyla atılıyoruz. Yarıştırılıyoruz, başarmak fikrini doğru algılayan insan çok az hatta bunun için de bir araştırma yapılmalı.

Benden fikir vermesi, uygulaması da bu konu her kimi ilgilendiriyorsa ona kalmış.

Bu maddeyle demek istediğim ise şu; insanlar her şeye korkuyla baktığı, başarıyı getiren ana madde "inanç" olmadığı sürece bırakın mutlu olmayı, mutsuz bile olabildiğimize şükrederiz.

 

4) ELİMİZDEKİYLE YETİNMEME 

Elimizdeki 1 kuş daldaki 2 kuştan hep daha değerlidir unutmayalım. Çünkü dalda değil elimizdedir.

 

Her şeyden önce bizimdir, bize aittir. Demek istediğim şudur ki; her ne olursa sizin olan daha kıymetli olsun yoksa başkalarının hayatları hep daha parlak görünmeye başlayacak gözünüze.

 

Ve bu üstesinden gelemeyeceğiniz bir sorun olmaya başlayacak.

Yol yakınken elinizdekinin kıymetini bilin.

 

5) FİTNE-FESAT 

Bizim ülkemiz güzeldir, insanları sevecendir içtenlikle söylüyorum ki Türkiye harbi bir başkadır.

Ama anlayamadığım şeylerden ve ülkemizde varolan şu fitne fesattır. Neden insan kendisi başardığında iyi hoşta başkası başardığında aynı durum söz konusu değil.

O senden iyiymiş ki, başarmış kardeşim!

 Özet bu sen başaramadıysan ne olmuş yani.Çabaladın olmadı mı nasip de geç bu da bir tecrübedir. Daha iyisini yaparsın. Yok çalışmadın birde karşındaki başardı diye üzülüyorsan durum daha da vahim.

Bu düpedüz insanlığa sığmaz.

Hayatta en sevdiğim ve mümkün olduğunca uygulamaya çalıştığım felsefe. "İnsanlar bizim aynamızdır."

Her kim sana ne yaptıysa ilk önce dön ve kendine bak. Eğer siz birine kötülük düşünürseniz başkasının da size kötü düşünmesine içerlemeyin o zaman. Bakın bu bir mutsuzluk. Ve sebebi de kendimiziz.

2016'da yapılan araştırma ise şu kriterlere göre yapılmıştır;

Ekonomik kalite, İş ortamı, Siyasi ortam, Eğitim, Sağlık,Güvenlik, Kişisel özgürlükler, Sosyal sermaye, Doğal ortam…

 

Bundan sonraki tüm araştırmalarda ilk sıralara yerleşiriz, bu yazıyla ben size söyleyim.

Neyse şaka bir yana; Allah ülkeme zeval vermesin, birinci olmasak da olur.



2433 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÖLÜMSÜZLÜĞÜNÜN YILDÖNÜMÜNDE.. - 10/11/2017
Bugün tam 79 yıl oldu vücuden aramızdan ayrılalı. Düşüncelerin... Düşüncelerinin hâlâ bizimle olduğu kanısındayım. Öyle inanmak istiyorum.
BİR KIZ ÇOCUĞU GÖRDÜM BUGÜN! - 19/01/2017
Bir kız çocuğu gördüm bugün. 8-9 yaşlarında belki de daha küçük. Saçları açık kumral, gözleri boncuk boncuk bakıyordu çevresine.
EĞER HAYALİNİZ BÜYÜK ŞEHİRSE! - 25/06/2016
Üniversitenin 1 senesini bitirip ailemin yanına geldim mis gibi anne yemekleri, rahat rahat geçen günler falan filan.
SENİ ÇOK ÖZLEDİK! - 31/01/2016
Sana her zamankinden daha çok ihtiyacımız var aslında. Düşüncelerinle, girdiğimiz karanlık yolu aydınlatmanıza ihtiyacımız var.
BİR GÜN BİR ŞEY OLUR HAYATINDA! - 31/01/2016
Bir gün bir şey olur hayatında. Biri girer, bir olay geçer başından ve artık anlarsın eskisi gibi olmayacağını hiç bir şeyin. Olgunlaştığını hissedersin. Daha çok anlayabildiğini.

İLAN

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER
BİR KİTAP