• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Eğitim Sen Çorum Şube Yürütme Kurulu, Bakanlığı eğitim emekçileri, veliler ve öğrencilerin sesine kulak vermeye davet etti:

 

ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ ÇEMBERLERİNİZE,
YÖNETMELİKLERİNİZE SIĞMAZ!



HER ÇOCUK İÇİN
MÜCADELE ETMEYE DEĞER!

Eğitim Sen Çorum  Şube Yürütme Kurulu’ndan yapılan açıklamada; MEB tarafından 10 Nisan 2018 gecesi yapılan açıklamaya göre, sınava girecek 1 milyon 200 bin öğrencinin sadece %10’u, yani 126 bin 536 öğrencinin Bakan Yılmaz’ın nitelikli olarak tarif ettiği 1367 okula yerleşeceğine dikkat çekildi.

 

MEB’in ilgili yönetmelik ve yönergesine karşı 12 Nisan 2018 tarihinde Sendika Genel Merkezi tarafından ayrı ayrı yargıya başvurularak dava açıldığını açıklayan Eğitimsen Çorum Şubesi Yürütme Kurulu ‘ndan yapılan  açıklamada; tüm velileri BİMER, CİMER ve ALO 147 yi kullanarak şikayetlerini bildirmeye çağırıldı.

 

Bakanlığı eğitim emekçilerinin, velilerin ve öğrencilerin sesine kulak vermeye davet eden Eğitim Sen Çorum  Şube Yürütme Kurulu tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

 

‘Aylardır, çocuklarımızın ve öğrencilerimizin geleceğini geri alınamayacak şekilde olumsuz etkileyecek bir konuya dair, TEOG sonrası getirilecek yeni sisteme karşı kamuoyunu bilgilendirme faaliyetleri yürütüyor ve mücadele ediyoruz.

Ancak gerek yetkililerin gerekse Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yaptığı açıklamalardan, yeni sistemde Bakanlığın ısrarcı olduğunu, uyarılarımızın ve itirazlarımızın gerektiği biçimde ele alınmadığını görüyoruz.

Üstelik her fırsatta, TEOG yerine getirilen sistemin, üniversiteye giriş sınavı gibi olmadığını, dolayısıyla öğrencilerimizin ikinci bir şansının bulunmadığını, bu nedenle de öğrencilerimizin telafisinin mümkün olmayan bir sisteme mahkum edildiğini belirtiyoruz.

 

BU MAHKUMİYETİ ÖZETLEMEMİZ GEREKİRSE;

MEB tarafından 10 Nisan 2018 gecesi yapılan açıklamaya göre, sınava girecek 1 milyon 200 bin öğrencinin sadece %10’u, yani 126 bin 536 öğrenci, Bakan Yılmaz’ın nitelikli olarak tarif ettiği 1367 okula yerleşecek.

Bu okulların yarısından fazlası
imam hatip ve meslek
liselerinden oluşacak.


Bu 1367 okuldan 222 tanesi Anadolu lisesi iken İmam Hatip Lisesi sayısı 298 dir. 2016 Teog sonuçlarına göre %10'luk dilimde sadece 9 Anadolu İmam Hatip Lisesi yer alırken bugün bu sayı 298'e çıkarılmıştır.

 

Bugüne kadar işaret ettiğimiz sorunu doğrulayan bu açıklamaya daha yakından bakıldığında, 1367 okuldan 747 okulun imam hatip ve meslek liselerinden oluştuğu görülmektedir.

Dolayısıyla AKP, 4+4+4 sisteminden bu yana eğitimde izlediği dinselleştirme ve işçileştirme politikasındaki ısrarını sürdürmekte, sınavda başarılı olmuş çocuklarımızı ve öğrencilerimizi, imam hatip ve meslek liselerine yönlendirerek “ödüllendirmektedir”!


Çorum’da % 10’luk dilimle öğrenci alan okullara baktığımızda merkezde 1 fen lisesi, 1 sosyal bilimler lisesi, 2 imam hatip lisesi ve 2 meslek lisesinin olduğunu, bununla birlikte hiç
Anadolu lisesi olmadığını görüyoruz.

İl genelinde ise Alaca, Osmancık, Sungurlu, İskilip ve Kargı ilçelerimizde bulunan fen liseleri sınavla öğrenci alacaklardır.

 

Biz okullarımızın hiç birini
nitelikli ya da niteliksiz
olarak tanımlamıyoruz.


Ancak Milli Eğitim Bakanlığının 300  puanlarla öğrenci alan bir okulu nitelikli olarak tanımayıp % 10’luk dilime koyarken;  400 ve 477 arasında puanlarla öğrenci alan Anadolu liselerini nitelikli okulların dışında tutmasını ve adeta bu okulların öğrencilerini cezalandırır şekilde okulları nitelemesini hangi kriterlere göre yaptıklarını merak ediyor ve bunun  cevaplanmasını istiyoruz.

 

Bununla birlikte okulların kontenjanları değerlendirildiğinde öğrenci ve velileri son derece mağdur edecek sayılarla karşılaşıyoruz. İlimizde 750 öğrenci sınavla öğrenci alan okullara yerleşecektir. 


Bu öğrencilerden 330 u ilçelerdeki okullara yerleşecekken merkezde bulunan okullara yerleşecek toplam öğrenci sayısı 420 dir.

250 bin nüfuslu bir ilin fen lisesine 90 öğrenci kontenjanı verilirken 40 bin nüfuslu bir ilçeye de 90 öğrenci kontenjanı verilmiştir. Bu kontenjanları belirlerken kriteriniz neydi?

 

Şimdi Milli Eğitim Bakanlığına soruyoruz: Üniversiteye  sayısal ağırlıklı bir programda hazırlanmak isteyen bir öğrenci Çorum’da fen lisesinden başka hangi okulu tercih edebilecektir?

İmam Hatip liselerini mi ya da  meslek liselerinin Anadolu teknik bölümlerini mi? Yoksa nitelikli olmadığını ifade ettikleri Anadolu liselerini mi?

Adrese dayalı kayıt sistemi üzerinden yerleşecek olan 1 milyonun üzerindeki öğrenci ise 3 Anadolu, 3 meslek ve 3 imam hatip lisesi olmak üzere toplam 9 lise içerisinden 5 liseyi tercih sisteminde belirtmek zorunda bırakılacak.

Yani Anadolu lisesine gitmek  isteyen bir öğrenci, 3 liseyi yazdıktan sonra mutlaka iki farklı lise türünden tercih yapmak zorunda kalacak.

 

Bu nedenle Bakan Yılmaz’ın “Hiçbir öğrencimizi, velimizi istemediği bir liseye, bölüme yönlendirme yok” açıklaması fiili zorlamayla anlamını yitirmiş olacak.

5 tercih yapmaya zorlanan öğrencilerin, 2. ve 3. tercihleri, üçlü çember sistemi nedeniyle fiilen etkisiz kılınacak.

Örneğin ilk üç tercihinde Anadolu lisesi yazan A,B ve C isminde üç öğrenci ele alalım. A adındaki öğrencinin birinci tercihi ile B adındaki öğrencinin ikinci tercihi ve C adındaki öğrencinin de üçüncü tercihi birbiriyle çakışacak.

Haliyle Bakanlığın öğrencileri lise türlerine göre “dengeli dağıtacak” komisyonu da öğrencinin adresine en yakın liseye gitmesini amaçlayacak.

 

Bu durumda A adlı öğrenci, ilk tercihine yerleşemediğinde haliyle 4. ve 5. tercihlerine yazmak zorunda kaldığı farklı lise türlerine yönlendirilecek.

Tercih sisteminde işlemlerine son verebilmesi için 5 tercih yapmak zorunda bırakılan öğrenci, bu zorunluluk nedeniyle gitmek istemediği liseleri tercih etmek zorunda olacağı için de Bakanlık, öğrenci bu liseyi tercih etti diyerek sorumluluğu üzerinden atmış olacak.

 

Özetle, ilk 3 tercihine Anadolu Lisesi yazan bir öğrenci, 4. ve 5. tercihlerinde imam hatip ve meslek liselerinden birini ya da her ikisini tercih etmek zorunda bırakıldığı için, bu dayatmanın adı “Öğrenci istemediği okula gitmiyor” olarak kamuoyuna lanse edilecek.

 

Aynı liseyi tercih eden ve puanları aynı olan öğrencilerle karşılaşıldığında ise öğrencilerin ortaöğretim başarı puanları, yıl sonu başarı puanları, okula devam ettiği gün sayıları ve son olarak yaşları da kimin o okula yerleşeceğini belirlemek için temel kriter olarak kullanılacak.

Ancak, MEB’in yayınladığı yönetmelikte ve yönergede bu kriterlerin hangi sıraya göre sorgulanacağı açıkça ifade edilmediği için farklı uygulamalarla da karşılaşılacak!

 

VELİLERE TEK ÇIKIŞ YOLU 
OLARAK ÖZEL LİSELER 
İŞARET EDİLMEKTEDİR!

Son olarak söz konusu 5 tercihinden herhangi birine yerleşememe kaygısı güden öğrenciler için de pansiyonlu liselerden 5 tercih yapılabilmesi sağlanacaktır. Ancak resmi rakamlara göre söz konusu pansiyonlu/yatılı liselerin yarısı da İmam Hatip Lisesi olacak!

 

Görüldüğü üzere sistemin yapılandırılmasındaki temel amaç, resmi istatistiklerle de kanıtlanmış olan ve öğrencilerin tercih etmek istemediği, imam hatip ve meslek liselerine öğrencilerin gitmek zorunda bırakılmasıdır.

Haliyle velilere bu sistemden çıkış yolu olarak da özel liseler işaret edilmekte ve bu nedenle de özel liselere erken tercih imkanı tanınmaktadır.

 

Kaldı ki yeni sistemin özellikle Büyükşehirlerde ve içerisinde 9 lise bulunmayan ilçelerde neden olacağı sorunların boyutları dahi tahmin edilememektedir.

Peki Çorum genelinde 9 tane lise bulunan kaç tane ilçe vardır?

 

CEVABINI BİZ ARAŞTIRDIK:

Sungurlu 8, İskilip 8,  Alaca 7, Osmancık 6,  Bayat 3, Mecitözü 3, Kargı 3, Boğazkale 2, Dodurga 2, Laçin 2, Oğuzlar 2, Ortaköy 1, Uğurludağ 1. 
Öğrenci tercih yaparken 5 okulu yazmak zorunda.
Peki Bayat ilçesinde toplam 3 okul var.  Öğrenci var olan 3 okulu yazdıktan sonra geriye kalan iki tercihine adresine yakın hangi ilin hangi ilçesindeki liseyi yazacaktır?


Yani, öğrencinin ve velinin iradesi, eninde sonunda Bakanlığın vereceği kararlara teslim edilmektedir.

 

Bizler, eğitim emekçileri ve veliler olarak çocuklarımızın ve öğrencilerimizin geri dönülemeyecek bir yola sokulmasını kabul etmiyoruz.

Her çocuğun, hükümetin siyasi arzularının ötesinde bir önemi, değeri olduğunu düşünüyoruz. Öğrencilerimizin ve çocuklarımızın hayatlarını böylesine olumsuz etkileyecek bir sisteme karşı çıkıyoruz.

 

BU KAPSAMDA;

  • MEB’in ilgili yönetmelik ve yönergesine karşı 12 Nisan 2018 perşembe günü Sendika Genel Merkezimiz tarafından ayrı ayrı yargıya başvurularak dava açılmıştır.

  •  
  • Bugüne kadar yürüttüğümüz çalışmaların ötesine geçerek, konunun sadece 8. Sınıf öğrenci velilerinin değil, tüm toplumun sorunu olduğunu daha güçlü örgütleyebilmek için eylem ve etkinlikler düzenleyeceğimizi ifade ediyoruz.

  •  

  • Tüm velileri BİMER, CİMER ve ALO 147 yi kullanarak şikayetlerini bildirmeye çağırıyoruz.

Yeni sınav sisteminin yıkıcı sonuçlarından çocuklarımızı, öğrencilerimizi kurtarabilmek için bu sistemin uygulanmamasını istemiyor, Bakanlığı eğitim emekçilerinin, velilerin ve öğrencilerin sesine kulak vermeye davet ediyoruz." /BSGMEDYA.NET

 




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP