• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Türkiye’de basın üzerindeki baskıların giderek artması üzerine bir araya gelen bir grup gazeteci, 'Ben Gazeteciyim' adlı yeni bir inisiyatif başlattı.

GAZETECİLERDEN YENİ KAMPANYA!


“Ben Gazeteciyim” isimli inisiyatifin ilk etkinliği gazetelerde ve haber sitelerinde kullanılacak bir logo kampanyası.

Sadece işini yaptığı, gerçekleri yazdığı, halkın haber alma hakkını savunduğu, mesleki dayanışmada yer aldığı için tutuklanan, gözaltına alınan, tehdit edilen, susturulan gazetecilerin sesi olmak ve basın özgürlüğünü korumak için yola çıkan inisiyatifin hazırladığı logolarda Türkçe “Biliyor muydunuz? Gazetecilik Suç Değil” ve Kürtçe “Hûn Vê Dizanin? Rojnamegerî Ne Suc e” sloganları yer alıyor.

Kampanyanın ilk destekçileri arasında Agos’un yanı sıra, Cumhuriyet, Evrensel, Azadiya Welat, BirGün, Halkın Nabzı, Özgür Gündem, Yurt, T24, P24, Bianet, Haberdar, Diken, Sendika Org, Jiyan, ABC Gazetesi, Journo, Dağ Medya, Solfasol, İlke Haber ve İMC gibi medya kuruluşları yer alıyor.

Basın kuruluşlarına ve gazetecilere yönelik baskının Türkiye'de görev yapan yabancı gazetecilere bile ulaştığına, mesleği icra etmenin suç unsuru olarak gösterilmeye çalışıldığına dikkat çeken inisiyatif, bu koşullarda dayanışmanın daha da büyümesi gerektiğine dikkat çekti.

İnisiyatiften yapılan açıklamada, “Haber alma hakkı kısıtlanan bir toplumda demokrasiden bahsetmek mümkün olamaz. Biz, mesleği gereği ya da basın özgürlüğüne destek verdikleri için karalanan, hapse atılan, susturulmaya çalışanların sesi olmak için var gücümüzle çalışacağız. Biz gazeteciyiz ve haykırıyoruz: Gazetecilik suç değildir!” dendi. -Bianet -


İnisiyatif  tarafından yayınlanan metinler şöyle:


BEN GAZETECİYİM! GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR!

Türkiye’de basın üzerindeki baskı giderek ağırlaşıyor.

Basın özgürlüğüne sahip çıkan ve işini yapmaya çalışanlar ağır bir “bedel” ödemek zorunda kalıyor.

Çatışma bölgelerinden bildiren gazeteciler, can güvenliği olmadan, her gün tehdit ve tacize maruz kalarak çalışıyor.

Muhabir, editör ve yazarlar soruşturuluyor, haklarında hakaret davaları açılıyor… Yaptıkları veya sosyal medyada paylaştıkları haberler yüzünden pek çoğu tutuklu yargılanıyor ve hapse atılıyor.

Basın çalışanları, ajanlık, terör örgütü propagandası yapmak, hakaret gibi suçlamalarla düşmanlaştırılıyor. Bu kampanyadan, Türkiye hakkında yazan yabancı gazeteciler de nasibini alıyor.

Gazetecilik, Türkiye basın tarihinde belki de ilk kez, yabancı basına dek uzanan şekilde baskı altına alınıyor, kriminalleştiriliyor.

Gazeteciler işini yapamaz hale getiriliyor ve işten atılıyor... Sık sık sansür baskısı altında çalışıyor, yaptığı habere ve çalıştığı kuruma göre damgalanıyorlar.

Gerçekler yayın yasaklarıyla kısıtlanıyor, karartılıyor. “Hoşa gitmeyen” yayınlar suç sayılıyor. Pek çoğu kapatılma tehdidi altında.

Gazetecilerle dayanışma sergileyen farklı kesimler de hedef tahtasına oturtuluyor.

Tüm bu baskılara karşı gazeteciler, cezaevlerinin önünde, adliye bahçelerinde, baskı altındaki yayınların yazıişleri masalarında, İstanbul’dan Diyarbakır’a nöbet tutup dayanışma sergiliyor...

Basın özgürlüğüne sahip çıkmak, halkın haber alma hakkına sahip çıkmak demektir!

Haber alma hakkı kısıtlanan bir toplumda demokrasiden bahsetmek mümkün olamaz.

Biz, mesleği gereği ya da basın özgürlüğüne destek verdikleri için karalanan, hapse atılan, susturulmaya çalışanların sesi olmak için var gücümüzle çalışacağız.

Biz gazeteciyiz ve haykırıyoruz:

Gazetecilik suç değildir!



289 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP