• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Atatürkçü Düşünce Derneği Çorum Şube Başkanı Uğur Demirer, 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından gündemi değerlendirdi

 ‘TÜRKİYE MUZ CUMHURİYETİ OLMAYACAK’


Atatürkçü Düşünce Derneği Çorum Şube Başkanı Uğur Demirer, "Türkiye muz cumhuriyeti olmayacak. Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşmanın bedelini ödüyoruz" dedi.

Ülkemizde yaşanan askeri darbe girişiminin ardından ADD Çorum Şubesi'nde basın toplantısı düzenlendi.

Toplantıda bir konuşma yapan Şube Başkanı Demirer, "Demokrasiyi her tür karşıt güce karşı savunmak, Atatürk’ün kurduğu tam bağımsız, laik, demokratik cumhuriyete sahip çıkmak hepimizin birinci görevidir. Bu anlamda, demokrasiyle bağdaşmayan her türlü girişime karşı olduğumuzu belirtiyoruz" dedi.

Demirer, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Başta Atatürk’ün kan pahasına kurduğu TBMM olmak üzere, kamu kurumlarının bombalanması, masum insanların ölmesi ya da yaralanması, ordumuzun zaaf içinde gösterilmeye çalışılması, emniyet güçlerinin karşı karşıya getirilmesi, başkentin ve İstanbul’un gece boyunca şiddeti yaşaması kabul edilemez olaylardır. Böyle bir olayın dış destek olmadan yapılamayacağı gerçeğiyle, ülkemizin uluslararası alanda  dostunu düşmanını yeniden tanımlaması gerekecektir.

15 Temmuz  gecesi yaşanan korkunç olaylardan, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm hükümet üyeleri ders çıkarmalı, bu noktaya gelişteki sorumluluklarını kabul etmelidir. “Ne istediler de vermedik” sözü bir gerçeğin itirafıdır.

Olayları sebepleri açısından incelerken  “siyasi iktidarın sorumluluğu” boyutuyla ele almak zorundayız.

AKP iktidarı boyunca Yüksek Askeri Şura toplantılarında “irticai faaliyetlerde bulunduğu” tespit edilen subayların tasfiyesi engellenmiştir.

Daha da kötüsü; iktidarın yabancı istihbarat örgütleri ve Fethullahçı yapı ile birlikte el ele sürdürdüğü Ergenekon-Balyoz operasyonlarıyla yüzlerce yurtsever subay tasfiye edilerek, Ordumuz içinde Atatürk Devrimlerine ve demokrasiye bağlı subaylarımızın varlığı ile dengeler alt üst edilmiş, devrimci uyanıklık örselenmiştir.

Yargı bu tabloyu destekleyecek cemaatçi unsurlarla doldurulmuştur.

İşte yaratılan bu başıboşluk ve çivisi çıkmış devlet düzeniyle; vatansız, vicdansız, eli kanlı insanlar eliyle, Türkiye’de ancak, “muz cumhuriyeti” olarak tanımlanabilecek bir ülkede yaşanabilecek olayların oluşmasına neden olunmuştur.

Bu durumda:

1.Emperyalizmin oyuncakları FETÖ, IŞİD ve PKK, Türkiye’nin önündeki en yakın tehditlerdendir. Ulusumuzun birlik beraberlik içerisinde mücadele etmesi gereklidir.

2. Türkiye’yi 14 yıldır yöneten siyasi iktidar, tarikat ve cemaatlere gösterdiği yüksek hoşgörü ve işbirliği anlayışını gözden geçirmek zorundadır. Türkiye, “şeyhler, dervişler, müritler” ülkesi oldukça, bu ve bunun gibi olayların tekrar yaşanması her zaman mümkün olacaktır.

3. Girişimin engellenmesi nedeniyle Anayasa Değişikliği ve Başkanlık Sistemi konularında siyasi iktidarın ve taraftarlarının “azgınlaşmaması”, tam tersine bu amaçlarından vazgeçmeleri gereklidir. Tekrar ifade ediyoruz ki, yaşanan olaylarda parlamenter sistemin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Erdoğan’ın, daha bir yıl önce söylediği “parlamenter sistem askıya alınmıştır” sözlerinin NE KADAR TEHLİKELİ olduğu şimdi daha iyi anlaşılmalıdır. Bugün sıklıkla ve doğru bir şekilde söylenen Gazi Meclis vurgusu, ülkemizin kuruluşunun, mayasının, kültürünün bir gerçeğidir.  Bu anlamda, Meclisimizin gece açık tutulması ve siyasi partilerce gösterilen ortak tepki anlamlıdır.

Şimdi yapılması gereken, bu olayların sorumlularını ve taraftarlarını tüm kamu kurumlarında tespit etmek,  ancak bu kişilerin yerlerine yeni bir siyasal İslamcı anlayış yerine, kıdem ve liyâkatı gözeten, hakkaniyetli, yurtsever, Cumhuriyet değerlerine bağlı kadrolar getirmektir. Siyasi iktidar her zamanki fırsatçı anlayışı ile darbecilerin yanında kendisi için “tehlike” olarak kabul ettiği yurtseverleri tasfiye gibi bir siyasal manevraya asla girişmemeli, gerçek suçlular cezalandırılmalıdır.

YİRCİ:OSMANLI HAYALLERİ
KURANLAR, LOZAN’A KARŞILAR


Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Çorum Şubesi Yönetim Kurulu, Lozan Antlaşması’nın 93’üncü yıldönümü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda ADD Yönetimi adına bir açıklama yapan Yönetim Kurulu Üyesi Şerife Yirci, "Bugün yeryüzünün en kritik ve gözde coğrafyasının Türk egemenliğinde olacağını belirlediği halde, Lozan’ın dışında bunca yıldır hükmünü yürütebilmiş başka bir siyasal antlaşma yoktur. Üstelik Lozan Antlaşması, emperyalizmin tarihi yenilgisinin simgesi durumundadır" dedi.

Şerife Yirci, ulusal bağımsızlığımızın simgesi Lozan Antlaşması’nın 93’üncü yıldönümü kutladıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi Lozan Antlaşması’nın 93’üncü yılını kutluyoruz.

Ne acıdır ki, can pahasına kazandığımız ulusal bağımsızlığımızın simgesi Lozan Antlaşması’nı kutlamaya bir hafta kala, bağımsızlığımıza, bize onurumuzu kazandıran Türk Silahlı Kuvvetlerimize karşı büyük oyunlar oynanmak istendiğini yaşayarak gördük. Ancak bu oyunlar, temelleri Lozan Antlaşması ile atılan laik ve demokratik cumhuriyetimizin birleştirici bilinci sayesinde bozulmuştur. Bu bilinç bizim bir arada yaşama irademizin çimentosudur.

Bugün yeryüzünün en kritik ve gözde coğrafyasının Türk egemenliğinde olacağını belirlediği halde, Lozan’ın dışında bunca yıldır hükmünü yürütebilmiş başka bir siyasal antlaşma yoktur. Üstelik Lozan Antlaşması, emperyalizmin tarihi yenilgisinin simgesi durumundadır.



538 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP