• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

CHP'li vekil Barış Yarkadaş: AKP iktidarı Türkiye'yi gazeteciler açısından tam bir cehenneme dönüştürdü

İŞTE KARA BİLANÇO:
BASINA YÖNELİK 44 İHLAL..

160 GAZETECİ TUTUKLU..
123 GAZETECİ ARANIYOR



YARKADAŞ: GAZETECİLERİN
HAYSİYETLERİYLE OYNANIYOR

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, AKP iktidarının Türkiye'yi gazeteciler açısından tam bir cehenneme dönüştürdüğünü söyledi. Yarkadaş, "Mayıs ayında basına yönelik tam 44 ihlal gerçekleşti. Hak ihlalinin yaşanmadığı gün olmadı'' dedi.

TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Mayıs ayında yaşanan hak ihlallerini siyah zemin üzerine beyaz yazılarla basılı bir karton üzerindeki görsellerle anlatan Yarkadaş, "Düşünceyi ifade özgürlüğünün prangaya vurulduğu, gazetecilerin adeta nefes alamaz  hale getirildiği bir ayı daha geride bıraktık'' ifadesini kullandı.

'GEZİ AYDINLIKTI, ŞİMDİKİ TABLO İSE KARANLIK'

31 Mayıs'ın Gezi direnişinin dördüncü yıldönümü olduğunu da hatırlatan Yarkadaş, "Gezi'de direnen gençler,  bu ülkenin ağacı, yeşili, börtü böceği için alanlara indiler. Zalim iktidar direnişe katılan sekiz gencimizi hayattan kopardı. Onları saygıyla anıyorum. Onlar, aydınlık bir Türkiye için canlarını verdiler. Aydınlık için mücadele edenlerin canlarını alanlar ise bu kara tabloyu yarattılar" dedi.

HER GÜN İHLAL

'Kara Mayıs' adlı basına yönelik hak ihlallerini gösteren tablodaki bilgileri aktaran Yarkadaş,

"Mayıs ayı içinde, basına yönelik tam 44 ihlal gerçekleşti. Hak ihlalinin  olmadığı gün neredeyse yok gibi... Mayıs ayında, on iki gazeteci tutuklandı. Sekiz gazeteci gözaltına alındı. Dört internet sitesi kapatıldı. Altı gazeteci toplamda 12 yıl hapisle cezalandırıldı. Birçok gazeteci ise savcı ve hakim karşısına çıktı" dedi.

 Yarkadaş konuşmasını şöyle sürdürdü:  

 "Bu gazetecilerin tamamı; deli saçması suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Savcılar AKP iktidarını rahatsız eden kim varsa; onları itibarsızlaştırmak için hukuki değeri olmayan suçlamaları gazetecilere yöneltti.  Örneğin; işçi ve emekçilerin sesini duyuran HAYAT TV, terör örgütü IŞİD'in propagandasını yapma suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Bir meczubun yazdığı ihbar mektubu üzerine başlatılan soruşturma,  davaya dönüştü. Hayatını sola adamış gazeteciler,  ölüm makinesi IŞİD'in propagandasını yapmakla suçlanıyor. HAYAT TV'yi kapatmakla yetinmeyenler, çalışanlarını bir kez daha cezalandırmak istiyor.''

'SÖZCÜ'DEKİ HEDEFİ BİLİYORUZ'

 Yarkadaş, SÖZCÜ Gazetesi'ne yönelik soruşturmayı da eleştirdi. CHP'li vekil şunları söyledi:  

 "Savcıların akıl dışı suçlamalarından nasibini alan bir kurum da Atatürkçü çizgideki SÖZCÜ GAZETESİ... Gazetenin sahibi ve çalışanları, terör örgütü FETÖ'ye yardım etmekle suçlanıyor. İçi boş olan bu suçlama yüzünden Gökmen Ulu ve Mediha Olgun tutuklandılar. Gazetenin sahibi Burak Akbay hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı. Bu operasyonun hedefinin SÖZCÜ'yü susturmak ve el koymak olduğunu biliyoruz. Savcılar hep aynı taktiği uyguluyor. Hedefe koydukları medya kuruluşunun patronu yurt dışındaysa, hakkında bir yakalama kararı çıkarılıyor. Daha sonra ise CMK gereği, mallarına el konuluyor. Kanaltürk ve Bugün TV'de de aynısını yaptılar. Şimdi bu taktiği Sözcü için uygulamak ve Sözcü'yü yandaşlarına peşkeş çekmek istiyorlar.''

SAVCILIĞIN BELGESİ ORTADA

Atatürkçü çizgideki SÖZCÜ Gazetesi'nin terör örgütü FETÖ ile herhangi bir bağının olmadığının Ankara Cumhuriyet Başsavclığı'nın ortaya koyduğu bir belgeyle ispatlandığını da belirten Yarkadaş, "TBMM Darbe Komisyonu'nun raporu da bunu doğruluyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otelin bizzat darbeciler tarafından tespit edildiğinin iddianamelerde geniş bir şekilde yer aldığını hatırlatan Yarkadaş, "Buna rağmen, otelin gazeteciler tarafından hedef gösterildiğini dile getirmek ahlaki değildir'' ifadesini kullandı.

'İŞBİRLİĞİNİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR'

AKP'nin, kendi geçmişini unutturmak için muhalefetteki tüm grupları terör örgütleri FETÖ, IŞİD ve  PKK ile aynı kefeye koydurduğunu belirten Yarkadaş, şunları ifade etti:

 "AKPnin savcıları, iktidar partisinin ilişki içinde olduğu tüm yapıları, muhalefete yamamak ve AKP'nin yaptığı işbirliğini unutturmaya çalışıyor. SÖZCÜ  FETÖ'CÜ... HAYAT TV ise IŞİD'çi... Keza Cumhuriyet Gazetesi de FETÖ destekçisi... Bu yeni taktik, muhalefeti kirletmeye ve kafaları karıştırmaya yöneliktir... AKP iktidarı, kendisi dışındaki herkesi FETÖ'cü ve IŞİD'çi ilan ederek yaptığı işbirliğini unutturmaya çalışıyor.  Ancak ne yazık ki bu taktik, canları yakıyor, insanların hak etmedikleri cezaları çekmesine sebep oluyor. Sözcü çalışanları Gökmen Ulu ve Mediha Olgun da bu taktiğin kurbanı olarak seçildiler. İktidar, yayınlarından rahatsız olduğu Sözcü'yü susturmaya ve medyada dikensiz gül bahçesi yaratmaya çalışıyor. Buna izin vermeyeceğiz... Aklımızla alay eden bu iddianamelerin tel tel döküldüğünü halkımıza anlatacak ve iktidarın hukuksuzluklarını gözler önüne sereceğiz.''

TUTUKLU VE ARANAN GAZETECİLER LİSTESİ KABARIYOR

İçi boş iddianameler yüzünden 160 gazetecinin tutuklandığını belirten Yarkadaş,  123 gazetecinin ise arandığını dile getirdi. Yarkadaş şunları söyledi:

"Türkiye gazeteciler açısından tam bir cehenneme dönüşmüştür. Başta Cumhuriyet Gazetesi çalışanları olmak üzere onlarca gazeteci, haksız ve hukuksuz bir biçimde cezaevinde tutuluyor. Cumhuriyet Gazetesi'nin 13 çalışanı cezaevinde tutuluyor. Yazar arkadaşlarımızın dördü, devlet hastanelerinden hasta olduklarına dair raporlar aldılar. Bu raporlar görmezden geliniyor.  Cumhuriyet.com.tr Yayın Yönetmeni Oğuz Güven, dünya hukuk tarihine geçecek absürd bir suçlama yüzünden cezaevinde yatıyor. Cumhuriyet çalışanları serbest bırakılmalıdır.''

'GAZETECİLERE ACI ÇEKTİRİLİYOR'

CHP'li vekil, tutuklanan gazetecilerin haysiyetleriyle oynandığını da dile getirdi. İktidarın gazetecilere acı çektirdiğini belirten Yarkadaş, sözlerine şöyle devam etti:

"İktidar partisi ve onun savcıları, gerçeği yazan kim varsa onu itibarsızlaştırmak, susturmak ve sindirmek için organize bir şekilde harekete geçiyor. Savcılar adeta bir infaz memuru gibi davranıyor. Ve gazeteci arkadaşlarımızın haysiyetleriyle oynanıyor. Gazetecilere yöneltilen suçlamalar, onların haysiyetlerine yönelik bir saldırıya dönüşüyor.

SÖZCÜ, CUMHURİYET, HAYAT TV ve diğer medya kuruluşlarına yöneltilen suçlamalar, gayri ciddi ve vicdanları yaralayıcı niteliktedir. Meslektaşlarımıza iktidar eliyle acı çektirilmektedir. Ben bu acının tanığıyım; Oğuz Güven, Gökmen Ulu ve Mediha Olgun,  karşısında mücadele ettikleri FETÖ'ye yardım suçlamasıyla tutuklandılar. Cezaevine giderken, tutuklandıklarına değil; isimlerinin FETÖ'yle birlikte anılmasına üzüldüler. O acıya bizzat tanık oldum. İsimlerinin FETÖ ile yan yana getirilmesi üç arkadaşımızı da derinden yaraladı."

Yarkadaş, iktidar partisine ise şu sözlerle seslendi:

"Yeter! Elinizi gazetecilerin üzerinden çekin; gazetecileri serbest bırakın! Gazeteciliği suç olarak görmeyin! Ve yarattığınız bu kara tabloya bakarak, nasıl bu denli zalim bir hale geldiğinizi sorgulayın! İşte bu kara tablo, sizin adına AK dediğiniz partinizin eseridir! Türkiye, gazeteciler için karanlık bir tünele dönüştürülmüştür. Gazetecilerin mücadelesi bu karanlığı aydınlığa dönüştürecek ve hakikatin savaşçıları galip gelecektir."

Mayıs ayındaki ihlallerden örnekler veren Yarkadaş, "Mayıs bitiyor Haziran başlıyor. Gazeteciler için hiçbir şey değişmiyor. 1 Haziran günü Hüsnü Mahalli hakim karşısına çıkıyor. Haziran ayı da böyle başlıyor" dedi.

REFERANDUM SONUCUNU ELEŞTİRENLER TUTUKLANDI

Yarkadaş, basın toplantısında hak ihlallerinin sadece basına yönelik olmadığını, Türkiye'nin dört bir yanında ağır insan hakları ihlalleri yaşandığını da belirtti. 'Ülkenin her yanından gözaltı, işkence ve haksız tutuklamaya yönelik haberler geliyor" diyen Yarkadaş, önceki gün tutuklanan Halk Evi üyesi beş gencin de buna somut bir örnek olduğunu belirtti. Beş gencin "Referandum sonuçları gayri meşrudur" dediği için tutuklandığını belirten Yarkadaş, "Haksız tutuklamalara derhal son verin'' çağrısında bulundu.

"NURİYE VE SEMİH'İN VİTAMİNLERİNİ VERİN''

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a da çağrı yaparak, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın durumuna dikkat çekti. Her iki ismin, "işlerini istedikleri için cezaevine atıldıkları''nı belirten Yarkadaş, "Sorunu çözemeyen iktidar, onları cezaevine atarak ölüme sürüklüyor" dedi.

"Nuriye ve Semih AKP'den iş istemiyor, gasp edilen işlerini istiyor" diye konuşan Yarkadaş, "Onlar 83 gündür açlık grevindeler. Ve yaşamaları için B1 vitaminine ihtiyaçları var. Ancak vitaminleri keyfi olarak verilmiyor. Her iki isim de ölüme sürükleniyor" dedi. "Devlet yurttaşlarını yaşatmakla sorumludur" diyen Yarkadaş, "Sorunu çözün; Nuriye ve Semih'i serbest bırakın ve işlerini iade edin" çağrısını yaptı. 

Kaynak: Gerçek Gündem

 

  




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP