• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle bir yazı kaleme alan Emekli Eğitimci-gazeteci ve BSGMEDYA Yazarı Müslüm Tunaboylu, öğretmenlik mesleğinin önemine vurgu yaptı

 
24 KASIM ÖĞRETMENLER
GÜNÜ'NÜ UNUTMAYALIM..!





23 Kasım 2017
Emekli Eğitimci-Gazeteci Müslüm Tunaboylu, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün unutulmaması gerektiğini belirterek, bir kaç sözcükle de olsa eli öpülesi öğretmenlerimizin onore edilmesi gerektiğini söyledi. 

Tunaboylu ‘24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yılda bir kez olsun hatırlanan elleri öpülesi öğretmenlerimizin gününü kutluyor, ebediyete intikal eden tüm eğitimcilerin manevi huzurlarında saygı ile eğilir şükranlarımı sunarım.’ dedi.

24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle bir yazı kaleme alan Emekli Eğitimci-gazeteci ve BSGMEDYA Yazarı Müslüm Tunaboylu, ’24 Kasım Öğretmenler Günü’nü unutmayalım’ başlıklı yazısında şunları söyledi:

‘24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle geçmişimize, hele yakın tarihimizde bir gezinti yapmak istedim. Umarım benim bu gezime sizde katılır davetime hayır demezsiniz.

24 Kasım tarihinde ne olmuştur ki; Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır?

Konuyu izninizle biraz açalım:

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan sonra ülkede bazı yeniliklerin yapılması bir kaçınılmazdı. Bugüne dek çok yazıldı çizildi amma yine de yazmak yine de çizmek gerekliliğini bir türlü yaşamımızdan uzaklaştıramıyoruz.

Okulların açılışı günlerinde eğitim ve öğretimle uğraşan yetkililerin ülkede hala okuma-yazmadan mahrum vatandaşlarımızın bulunduğundan söz edilmesi, bazı rakamlar öne çıkarılması doğal olarak görülmektedir..

Bu rakamlar hemen her yıl birbirine yakın şekilde öne çıkarılmakta,hala okur yazar onanından bahsedilmektedir.
Yani sorun çözümlenmemiş,yada çözümlenememiştir. .

Altı yüz yıllık bir Osmanlı İmparatorluğu döneminde sınırlarımız içersindeki insanlarımıza okuma-yazmayı yüzde elli oranında her nasılsa bir türlü öğretememişiz.

Bu gerçeği öncelikle herkesin kabul etmesi gerekir.
Okuma-yazmadan mahrum bırakılmış insanlar ülkeleri için ne ölçüde yararlı olabilirler.

Okur-yazar olmasa da insanımızın ülkeyi savunmada, yada kurtarmada ne ölçüde başarılı oldukları hepimiz tarafından bilinmektedir. Ancak barışta okuma-yazma yanında yenilikleri öğrenmek ve öğretmek sonsuza dek sürecektir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşu sırasında görev alan başta Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarının bu ulus için neleri göğüsledikleri unutulmaz birer gerçektir.

Ulusun bağımsızlığa kavuşturulması sonunda genç cumhuriyetin bir yol haritası yapması kaçınılmaz olmuş, nüfusun büyük çoğunluğunun okuma-yazma becerisine öncelikle ulaştırılabilmesi için Arap Harfleriyle öğretimin yerine Latin Alfabesi’nin kabulü gerçekleştirilmiştir.

 


O DÖNEM KOŞULLARINI GÖZÜMÜZÜN
ÖNÜNE GETİRELİM..

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yeni harflerin öğretilmesinde kendisi kara tahtanın başına geçerek uygulamayı başlatmıştır.

Harf Devrimi dediğimiz bu eylem; 1928 yılında gerçekleştirilmiştir.
Yani cumhuriyetin kuruluşundan beş yıl sonra. O dönem koşullarını bir göz önüne getirelim. Harf Devrimi kiminle, yada kimlerle ulusun öğrenimine kazandırılacak.

16 Mart 1848 de kurulmuş bulunan Muallim Mektepleri sayı bakımından çok az. Öğretmen Okullarının Harf Devrimini Anadolu insanına kazandırması o günlerde mümkün değildi.

Öğretmenler nüfusça kalabalık yerleşim birimlerinde görev alabiliyorlardı.

Ülkenin en ücra köşelerine dek ulaşılması için yeni bazı atılımların yapılması gerekiyordu.

Ülkenin birkaç yerinde askerliğini onbaşı yada çavuş olarak yapan başarılı askerler için altı aylık kurslar düzenlenmiş, çok sayıdaki bu gençler köylere, bilhassa kendi köylerine yakın yerleşim birimlerinde eğitmen olarak görevlendirilmişler, 1932 yılında kurulan HALKEVLERİ ile de geceleri öğrenim verebilecek HALK DERSANELERİ, 17 Nisan 194O'da kurulan KÖY ENSTİTÜLERİ ile kısa sürede ülkenin her yerinde bir okuma-yazma seferberliği gerçekleştirilmiştir.

OKUMA-YAZMA SEFERBERLİĞİ'NDE görev alan o yüzlerce EĞİTMENİN, binlerce KÖY ENSTİTÜSÜ mezunu köy çocuğu öğretmenlerin hizmetlerini unutmak mümkün mü?

 

12 Eylül dönemi sonrasındaki yönetim Atatürk’ün 100.doğum yılı nedeniyle 24 Kasım tarihini ‘Öğretmenler Günü’ olarak kabul etmiştir.





BİR KAÇ SÖZCÜKLE DE OLSA ONORE ETMELİYİZ...

O tarihten bu yana kutlanmakta olan her 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde, eğitimin önde gelen mensupları tarafından günün anlamı ile ilgili konuşmalar gerçekleştirilmektedir.

24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle bazı kalemler nedense bir türlü Okuma-Yazma seferberliğinde görev almış eğitmenleri ve Köy Enstitüsü’nden mezun öğretmenleri unutuyoruz.

Eğitmen ve köy enstitüsü mezunu öğretmenlerin bu eylemdeki başarılı hizmetleri zaman geçmiş olsa da, onlardan geride kalan neslin birkaç sözcükle olsun onore edilmesi gerekir diye düşünüyorum.

24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yılda bir kez olsun hatırlanan elleri öpülesi öğretmenlerimizin gününü kutluyor, ebediyete intikal eden tüm eğitimcilerin manevi huzurlarında saygı ile eğilir şükranlarımı sunarım’ (BSGMEDYA)



413 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP