Son günlerde yaşananlara, daha doğrusu başımızdakilerin ısrarlı gündem çarpıtmalarına tanık oluyoruz.  
alamet11.jpg)  
-  
 
- 20 Aralık 2021
 
- Hani bizim öyle anlamlı, öyle taşı gediğine koyan özdeyişlerimiz vardır ki;  saatlerce konuşsak anlatmak isteyip de anlatamadıklarımızı,  o özdeyişler sayesinde kolaylıkla anlatıveririz.
 
- Yani o özdeyişler, ciltler dolusu kitapların anlatamadıklarını bir çırpıda özetleyip önümüze koyarlar.
 
-  
 
- Yeter ki, yerinde ve zamanında kullanalım!
 
- Başlıktaki, ‘BENİM OĞLUM BİNA OKUR, DÖNER DÖNER YİNE OKUR’ da o özdeyişlerden birisidir.
 
- Son günlerde yaşananlara, daha doğrusu başımızdakilerin ısrarlı gündem çarpıtmalarına tanık oluyoruz.
 
-  
 
- Yine birileri dönüp dönüp, bildiğini okuyor!
 
- Yine plak başa sarılarak, kulak zarlarımızı tırmalayan sesler çıkıyor!
 
-  
 
- Bilmem farkında mısınız!
 
- Neden söz ettiğimizi, sanırım anlamışsınızdır..
 
- Farkında mısınız, bir şeyler temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp,  ısrarla önümüze getirilmeye çalışılıyor.
 
- Hani, nasıl olsa büyük çoğunluğumuz sorgusuz-sualsiz yiyor ya!
 
-  
 
- Görüldüğü gibi, toplumun, onay vermediği, gündeme getirilmesinden bile rahatsız olduğu ne kadar konu varsa, ısrarla gündeme getiriliyor.
 
- Adeta bir şeylerden rövanş alırcasına, toplumun hassas olduğu noktalara bir tür ‘nokta atışı‘ yapılmak isteniyor.
 
-  
 
- HERŞEY AYAN 
 
- BEYAN ORTADA!
 
-  
 
- Herkes görüyor, ama nedense birileri görmüyor, duymuyor, anlamıyor!
 
- Varsa yoksa gerginlik!
 
- Varsa yoksa inatlaşma!
 
-  
 
- Gerginlik olacak ki, toplum kutuplaşacak, iktidar da bunun üzerinden yine ajandasındaki hedeflerini sessizce hayata geçirecek!
 
- Herşey bu kadar basit!
 
- Herşey bu kadar kolay (mı)!
 
-  
 
- VAH GÜZELİM ÜLKE VAH!
 
- Bir kaç fazla oy için sana neler neler yapılıyor..
 
- Üzerinde ne oyunlar oynanıyor, ne planlar yapılıyor..
 
- Gördükçe duydukca üzülüyoruz, kahroluyoruz!
 
-  
 
- VAH GÜZELİM ÜLKE VAH!   
 
- Hem de geçmişte bunlardan onca sıkıntı çekildiğinin bilinmesine rağmen, ısıtılıp ısıtıp gündeme getiriliyor mu!
 
- Hepsi de bir kaç oy uğruna!
 
-  
 
- Ve bir kaç yılda daha iktidarda kalabilmek uğruna!
 
- Yani güzelim memleket, sana acımasızca kıyılmak isteniyor!
 
- Hem de göz göre göre..
 
-  
 
- Tarım alanlarına, zeytin bahçelerine, derelerine, ovalarına..yani tüm coğrafyana dinamit yerleştirdik, yetmedi..
 
- Şimdi de üzerinde yaşayan; Türkü-Kürdü, Alevisi-Sünnisi, Laz ve Çerkesi ile her görüş ve inançtan insanı ile yıllarca birlik-beraberlik içresinde kardeşcesine yaşamaya çalışan yurttaşların arasına da ayrılık tohumları saçılmak (mı) isteniyor?
 
- Geldiğimiz noktaya bak!
 
-  
 
- VAH GÜZELİM ÜLKE VAH!
 
- Bilmem görüyor musun, anlıyor musun?
 
- Bana göre; tüm bunlar gündemi değiştirmek için yapılan tehlikeli ve bir o kadar da dönüşü olmayan çıkışlardır..
 
-  
 
- Bu belki birilerine bir yarar ya da oy sağlayabilir, ama toplumda ne birlik, ne de huzur bırakır.
 
- Hoş, ne birlik ne de huzur kaldı ya!
 
- Hiç biri kalmadı, adeta bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete‘ modlarındayız.!
 
-  
 
- Biz, aynı hatalara düşmemek, aynı sorunları yaşamamak için ne zaman yaşananlardan ders almayı öğreneceğiz?
 
- Biz ne dersek diyelim, ülkenin konusunda uzman bilim insanları, sivil toplum kuruluşları, odaları, şehir planlamacıları  ne söylerse söylesin..
 
-  
 
- Ülkeyi yöneten iktidarın etkilileri ve yetkilileri bir kere akıllarına koymuşlar, bildiklerini okuyacaklar ve ‘Benim Oğlum Bina Okur, Döner Döner Yine Okur’ inatlaşmalarını sürdürecek gibi gözüküyor.
 
-  
 
- VAH GÜZELİM ÜLKE VAH!
 
- ÇOK YAZIK OLUYOR, ÇOK!
 
- BİLMEM, FARKINDA MISINIZ?
 
-  
 
 
  
  
  
-  
 
- BİR FIKRA: 
 
- UÇAN ÖRDEK 
 
- KAÇAN FIRINCI
 
-  
 
- Osmanlının son dönemi...
 
- Ramazan ayı. Kadı Efendi bir fırının önünden geçerken bakmış içeriden güzel kokular geliyor.
 
-  
 
- Fırıncıya sormuş;
 
- -Ne kokuyor böyle?
 
- -Müşterilerimizden birisi bir ördek getirdi.
 
- O kızarıyor.
 
-  
 
- Kadı emrini vermiş:
 
- -O ördeği kızarınca derhal bizim eve göndereceksin!
 
- Fırıncı çaresiz “Baş üstüne Kadı Hazretleri!..” demiş.
 
- Çok geçmeden ördeğin sahibi gelmiş.
 
-  
 
- Fırıncı açıklamaya çalışmış:
 
- “Beyim, senin ördeği, biraz önce kızardı diye fırından çıkarttım.
 
- Ama çıkmasıyla uçması bir oldu! Bu ilk defa başıma geliyor.”
 
-  
 
- Ördek sahibi bağırıp çağırmaya başlamış.
 
- Bu arada arkadaki müşteri öne geçmeye çalışırken fırıncının küreği o müşterinin gözüne çarpmış ve gözünü çıkartmış.
 
- Fırıncı telaşa kapılıp dükkanı bırakıp kaçmaya başlamış.
 
-  
 
- Peşinden de ördek sahibi ile gözü kör olan müşteri.
 
- Fırıncı koşarken bir duvar dibinde çamaşır yıkayan hamile bir kadına çarpıp devirmiş.
 
-  
 
- Kadının kocası da kovalayanlara katılmış.
 
- O sırada önlerine bir eşek çıkmış.
 
- Fırıncı can havliyle eşeğin kuyruğunu tutmuş ve kopartmış. Ortalık kan revan içinde kalmış.
 
-  
 
- Derken zaptiyeler hepsini yakalayıp fırıncıyı ve dört şikâyetçiyi Kadı Efendi’nin huzuruna götürmüşler.
 
- İlk sözü ördeğin sahibi almış:
 
- -Efendim, kızartmak için ördeğimi verdim. Uçtu diye geriye vermedi.
 
-  
 
- Kadı Efendi önündeki bir kitaba bakmış:
 
- -Kitap, ördek için tayyar, yani uçucu diyor.
 
- Uçmuş olması kuvvetle mümkündür. Geçmiş olsun.
 
- Sıra gözü çıkan adama gelmiş.
 
-  
 
- Kadı Efendi, “Galiba sen gayri müslimsin.” demiş ve eklemiş.
 
- “Biliyorsun kitap gayrimüslimlerin iki gözüne karşı bir göz, yazıyor. Şikayetini işleme koymak için öteki gözünü de çıkartacağız!.”
 
-  
 
- Adam usulca oradan uzaklaşmış.
 
- Sıra hamile kadının kocasına gelince Kadı Efendi kaşlarını iyice çatmış:
 
- -Öyle ortalık yerde çamaşır yıkanmaz. Git evine ve hemen bir başka bebek için harekete geç.
 
- Çünkü doğmamış çocuğun davası olmaz!
 
-  
 
- Kadı Efendi, kuyruğu kopan eşeğin sahibine dönmüş.
 
- Ama, “Bir dakika Efendi Hazretleri” demiş.
 
- “Mahkemenizin yüksek adaletini gördükten sonra ben bu basit davamla sizi meşgul etmek istemiyorum. Benim bir talebim yok...” demiş.
 
-  
 
- (Not: Bu fıkrayı sevgili gazeteci büyüğümüz Ahmet Tan bir yazısında anlatmıştı)
 
- YORUMU SİZE KALMIŞ!
 
-  
 
 
 
  |