Yazar Mustafa Aydınlı, ülkenin gündemine taşınan CHP Kurultayı ile ilgili çarpıcı değerlendirmlerde bulundu
Genel Başkanlığı döneminde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyen bu sütunlarda çok yazı kaleme aldım. Şu an Kılıçdaroğlu'nun durduğu yer kitleleri üzüyor ve düşündürüyor. . 2019 yerel seçimlerinde CHP'nin İstanbul ve Ankara zaferleri Kılıçdaroğlu liderliğinde yeni bir siyaset dilinin olası olduğunu gösterdi. CHP, ilk defa 'seçimi kazanan ama iktidar olamayan' bir parti kimliği kazandı. Siyasette başarılar uzun süre anımsanmaz. Özellikle de parti içi bir uğraş varsa. Dünün akil insanı bugünün hedefi haline gelebilir. CHP'nin 38. Kurultayı demokratik bir yarıştı. Ne var ki Kılıçdaroğlu açısından beklenmedik ve kabulü zor bir sonuçtu. Şimdi ülkenin gündeminde 30 Haziran'da görülecek bir dava var. CHP'nin 38. Olağan ve 21. Olağanüstü Kurultaylarının iptali için açılan davalar birleştirildi. Dosyanın içeriği son derece ironik; Şüpheli, yeni yönetim. Mağdur ise; eski yönetim. Güler misin? Ağlar mısın? Aklımıza ilk gelen elbette siyasi hesaplardır. Bir dış güce gerek kalmadan CHP kendi kendini yargılıyor. Üstelik bi siyasal gölge eşliğine, hiç kuşkusuz. Oysa zaman CHP'ye bir parti olmanın da ötesinde, seçenekler içinde tek umut, tek seçenek olma zorunluluğunu dayatmışken. Kurumların partileştiği, yargının tarafsızlığını yitirdiği, medyanın tekelleştiği, iktidarın borazanı olduğu bir dönemde, CHP 'başka bir Türkiye mümkün' diyenlerin partisidir. İktidar İBB'ye yönelik peş peşe gelen operasyonlarla; 'muhalefetsiz bir Türkiye' özleminin temel taşlarını döşüyor. CHP'siz bir Türkiye için kanat çırpıyorlar. Bu veriler ışığında Sayın Kılıçdaroğlu, siyaset bazen de sessiz kalma ustalığıdır. Ülkenin içinde yaşadığı gerçekler ve somut veriler karşısında kitleler sizden 'haklı olduğunuzu perçinlemenizi' beklemiyor. Zira içinde bulunduğunuz yapı yara alıyor. Hatta kamuoyuna açıkça 'Ben partimi ancak kurultaylar yolu ile delegelerin oyu ile teslim alırım, tarafsızlığını kaybetmiş bir yargının verdiği partiyi teslim almam' diye açıklamalısınız. aksi halde CHP'yi iktidarın icazet partisi olma kalıbına sokmuş olursunuz, fakat sığdıramazsınız. Sayın Kılıçdaroğlu haklılığınızı iddia ediyorsanız, kuşkunuz olmasın zaman siz, konuşur ve hakkınızı süreç içinde iade eder. Halkın ve zamanın adalet terazisi keskindir, adildir, şaşmaz. Mevcut koşullar içinde ısrarınızda devam ederseniz, zaman sizi 'İktidarın aparatı' olmakla tescilleyecektir. Bunu hiç kuşkusuz siz de bilirsiniz hırslarınıza yenik düşmezsiniz. Kurultayda yaşanan her ne varsa, o artık geride kaldı. Konu CHP'nin geleceğidir. Haklı olduğunuza inanıyorsanız 21. Olağanüstü kurultayda ispatlayabilirdiniz. O halde neden aday olmadınız? Şimdi konu CHP'nin geleceğidir. CHP kaybederse, kaybeden ne Özgür Özel ne de Kılıçdaroğlu'dur. Türkiye kaybeder. zira bir partiyi büyüten liderlik kadar, yeri ve zamanı gelince bırakmasını bilecek olgunluk da tarih yazdırabilir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |