• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

NÖBETÇİ ECZANELER
ULUSAL GAZETELER
Bilge SU
bsgmedya@hotmail.com
EĞER HAYALİNİZ BÜYÜK ŞEHİRSE!
25/06/2016

Üniversitenin 1 senesini bitirip ailemin yanına geldim mis gibi anne yemekleri, rahat rahat geçen günler falan filan.

Her şey çok güzel.

Tabi tatil olduğu için de düşünmek gibi eylemlere yoğunlaşıyor insan. Bu geçen 1 sene benim için o kadar yoğundu ki adamakıllı düşünemediğimin farkına vardım.

Düşünememekten kastım:

"Ben ne yapıyorum, amacım ne, eksiklerim ne, kendimi geliştirmek için ne yapabilirim ve ben bu şehirde ne yaptım, nasıl insanlar tanıdım, nereleri gezdim".

Buna benzer sayfalarca soru bulabilirim.

Neyse ben bu süre zarfında nasıl insanlar tanıdığımı ve İstanbul’a gelecek olanlar için bir alıştırma yazısı yazayım o zaman.

Okulun ilk günü heyecanla kalkarsınız nasıl desem kalp atışlarınız normal bir günün iki katı kadar atar ve siz o muhteşem mekâna ayaklarınızın üstü yerine hayallerinizin kanatlarında gitmeyi tercih ederken kısmetinize büyük şehrin kurtarıcısı olduğu kadar eziyet olarak da kabul gören metrobüs düşer.

Tabi bu gözlem yapmayı ve uzun yolu seven insanlar için piyangoyu tutturmak gibi bir şey.

Neyse mübalağayı seven bir milletin vatandaşı olarak abartmış olabilirim. Ama gerçekten metrobüs ortamı bir ABD olmasa da çeşit çeşit insanı bünyesinde barındırıyor.

Günden dönerken gideyim de gençlerin gözünün içine içine bakıp yer tutayım diyen röfleli teyzeleri mi ararsın, en arkada boş olan üçlünün önüne gelip eliyle alanın önünü kapatıp çocuğunu oturtan ve bunu yaparken de yeterince yorgun olan insanları hırpalamamış gibi çevresine umarsızca bakanı mı ararsın ve aklınıza daha değişik hangi tipleme geliyorsa onların hepsi bu ortamda.

Tabi bunu yazma amacım onları yargılamak veya eleştirmek değil. Herkes kendini düşünecek değil mi veya başkasını ite kaka yer kapacak bu gayet normal bir davranış.

Neyse şimdi durup büyük şehir insanının toplu taşıma araçlarında nasıl davranması gerektiğini anlatmakla zaman kaybetmeyelim.

Hem böyle konuların uzmanı ben değilim ve tahminimce yakında bunun içinde bir boş işler müdürü atanır nasılsa. Sadece eğer sizde İstanbul gibi büyük bir şehre geldiyseniz ve bunları yaşarsanız sakince durun ve o sarı saçlı teyzenin oturmasına izin verin, yoksa maazallah sizi bakışlarıyla yiyebilir.

Ve gelelim başka bir konuya.

Ülkemizde birçok zorluk çeken insan var maalesef ve İstanbul bu insanların toplandığı ağırlıktaki kentimizdir. Bineceğiniz metrobüs duraklarında veya metrobüslerde bu insanlar peçete satar.

Çoğunluğu masum bakışlara sahip olan minik elli çocuklardır.

Onları görürseniz katı kalbinin yansıması gözlerine vurmuş insanlar gibi yapmayın olur mu?

Peçete almak zorunda değilsiniz ama onlara bir mikropmuş gibi bakmayın.

Belki ısrar ederler almanız için ama sizde o katı yürekliler gibi saçma davranışlar yapmamakta ısrarcı olun olur mu?

Daha bunun gibi birçok ortamda sayısını bilmediğim insan gözlemledim. Ama bu yazdıklarımın tam tersi insanlarda gördüm. Ama o güzel insanlardan bahsetmem çok uzun sürer.

Onlar için ayrıca bir yazı dizisi hazırlamam gerek diye düşünüyorum.

Ben İstanbul’da yaklaşık 230 gün kadar kaldım ve bu yazdıklarım sadece bir kısmı o günlerin.

Ben bu yazdıklarımı hiç sıkılmadan artırabilirim ama siz güle oynaya okur musunuz bilemem. Ama dilerim bunlar aranızda İstanbul’da okumak isteyen genç hayaldaşlarımı korkutmamıştır.

Çünkü hiçbir şey anlatıldığı gibi değildir.

Herkes farklı anlatır, yorumlar.

Eğer hayaliniz bu büyük şehirse.

Dileğim yolunuzun bu rüyaların ötesinde güzelliklere sahip devasa kente çıkması yönündedir.

Hayatınız hayal edememeğiniz kadar güzel olsun.

Sevgiler, saygılar  

 



1300 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÖLÜMSÜZLÜĞÜNÜN YILDÖNÜMÜNDE.. - 10/11/2017
Bugün tam 79 yıl oldu vücuden aramızdan ayrılalı. Düşüncelerin... Düşüncelerinin hâlâ bizimle olduğu kanısındayım. Öyle inanmak istiyorum.
PEKİ, SİZ MUTLU MUSUNUZ? - 27/07/2017
Yaşıyoruz. Ama nasıl? Yaşamak denilen bu büyük eylemi tam olarak nasıl sürdürüyoruz. Yaşamak, ne kadar güzel bir kelime değil mi?
BİR KIZ ÇOCUĞU GÖRDÜM BUGÜN! - 19/01/2017
Bir kız çocuğu gördüm bugün. 8-9 yaşlarında belki de daha küçük. Saçları açık kumral, gözleri boncuk boncuk bakıyordu çevresine.
SENİ ÇOK ÖZLEDİK! - 31/01/2016
Sana her zamankinden daha çok ihtiyacımız var aslında. Düşüncelerinle, girdiğimiz karanlık yolu aydınlatmanıza ihtiyacımız var.
BİR GÜN BİR ŞEY OLUR HAYATINDA! - 31/01/2016
Bir gün bir şey olur hayatında. Biri girer, bir olay geçer başından ve artık anlarsın eskisi gibi olmayacağını hiç bir şeyin. Olgunlaştığını hissedersin. Daha çok anlayabildiğini.

BİR KİTAP

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI